Yüz yaşlanması aslıda komplike bir olaydır. Yüzün yapısına göre de değişkenlik gösterir. Çok dolgun ve yuvarlak yüzlerde sarkma daha erken kendini gösterebilir. Sorunu daha kolay anlatmak için süreci ciltte ve cilt altı dokularda ayrı incelemek gerekir.

Cilt eski parlak pürüzsüz halini kaybeder. Lekeli, ince kırışıklıkları olan, incelmiş ve elastikiyetini kaybetmiş hale gelir. Bu dışarıdan görülen ve farkedilen değişimdir aslında.

Diğer sorun ise cilt altı dokuları yerinde tutan bağların gevşemesi ve yer çekimi etkisi ile oluşan sarkmalardır. Bu sorun öncelikle kendisini orta yüz denilen göz altında gösterir. Göz altındaki alanın boşalması, göz yaşı oluğunun belirginleşmesi yorgun uykusuz bir ifade yaratır.

Göz altındaki yağları aşağıya kayması ile burun kenarındaki çizginin belirginleşmesine neden olur. Bu çizginin derinleşmesi yüzü aşağıya sarkmış gösterir. Tabi ki çene hattındaki bozulmalar, ağız kenarındaki boşalmalar, boyundaki sarkmalar süreci ağırlaştıran bulgulardır.

Hastanın yüz yapısı, cilt kalitesi bu bulguları ağırlaştırabilir ya da maskeleyebilir. Sonuçta probleme uygun yapılacak birçok farklı işlem vardır. Yalnızca botox dolgu gibi minimal invaziv işlemlerden, yüz germe ameliyatlarına kadar geniş bir tedavi skalasından hasta için uygun olan seçilir.